Hayatın akışında her insanın inişli çıkışlı dönemleri olur. Karşılaştığı sorunları basit sanır ve kendisi çözmeye uğraşır. Ama göründüğü kadar basit olmayan bu sorunlar zaman geçtikçe büyür ve üstesinden gelinemez bir durum yaratır. Bu da zaman zaman yardıma ihtiyaç duyulmasına neden olur ve bu durum oldukça normaldir. Aslında sorunların var olması, küçük ya da büyük olması bile önemli olmadan herkes yardıma ihtiyaç duyabilir ve bu da oldukça normaldir. Çünkü insan bünyesi somut bir sorun olmasa dahi sorunların düşünülmesi ile bile ciddi çöküşler yaşayabilecek bir yapıdadır ve bu gibi durumlarda yardım alınmadığı takdirde çok daha ciddi sıkıntılar ortaya çıkabilir.
Yardıma ihtiyaç duyulduğu ve kendi başına toparlanılamayacağını düşünüldüğü zaman en kısa sürede alanında uzman psikologlara başvurularak mevcut durum toparlanılabilir. Bunun için modern çağın bizlere sunduğu birçok hızlı çözümün de bulunması bir avantajdır. Örneğin online terapi uygulamaları ve sitelerinin varlığı bu gibi durumlarda bireylere en hızlı çözümü sunmaktadır. Üstelik eskiden psikoloğa gitmek toplum tarafından “delilik” belirtisi sayılırken yine modern toplumun etkisiyle bu anlayış insanların zihninden de silinmiş ve birçok kişi bir sıkıntı yaşamıyor olmasına rağmen terapilere gitmeye başlamış durumdadır.
PSİKOTERAPİYE NE ZAMAN İHTİYAÇ DUYULUR?
Psikoloğa gitmenin nedenleri sorusuna verilecek cevap karşısında liste bitmez. Öncelikle psikologlar olaylara farklı bir perspektiften bakmamızı sağlar. Her insan psikologlara başvurmadan önce tek bir düşünceye saplanır. “Ben doğruyum” veya ‘’’benim görüşüme göre bu mantıklı’’. Oysa her zaman doğru veya bir şeyleri iyi yapmış olmayabiliriz. Bunu kabul etmek ve olaylara farklı perspektiften bakmayı öğrenmek için de psikologlara başvururuz. Sadece bununla da kalmaz. Üstesinden gelemeyeceğiniz sorunları daha kolay halletmek, kendinizi yeniden bulmak, bir birey olarak kendinizi en iyi şekilde tanımak, insanlara anlatamadığımız durumlar hakkında bir karara varmak, kısacası kim olduğumuzu keşfetmek için de psikologlara başvururuz. Ancak psikoloğa veya terapiye daha önce hiç gitmemiş birisi için bu süreci kabullenmek asla düşünülen kadar kolay olmaz.
Bir psikoloğun kapısını çalmaya karar vermeden önce insanların aklına genellikle şu sorular gelir:
- Acaba ben anormal miyim?
- Yaşadığım duygusal sorunu sadece ben mi çözemiyorum?
- Yalnızca ben mi yaşadıklarımla baş edemiyorum?
Oysa aslında kimse yaşadığı bu duygusal çöküntülerde yalnız değildir. Yaşanan birçok sorun, stres ve kaygı bozukluğu neredeyse her insanın karşılaştığı yaygın sorunlardır. Ama çoğu insan kendi içinde çözülemez bu sorunları yok saymaya çalışır. Bu sorunlar küçük birer sorunken yardım alınmadığında ise çözülemez bir durum yaratır.
Toplumumuzun en çok ihtiyacı olan şey aslında paylaşmaktır. En çok da söyleyemediklerimizi rahatça ifade edebilmek ve ferahlamak için psikologlara ve terapiye başvururuz. Kimseye söyleyemediklerimizi söylemek, içimizi boşaltmak ve bunlara çözüm bulmak isteriz. Kendimizde olan sorunların aslında bizde olan ama farkına varamadığımız çözümlerine ulaşırız.
Birçok insan psikologlara gitmeden önce kendi potansiyelinin farkında olmaz. Kendisini yalnız, değersiz, moral olarak bitmiş hisseder ve elbette başarabileceklerinin de farkında değildir. Ancak unutulmaması gereken önemli bir şey varsa o da güçlü insan modelinin her zaman çözüm odaklı olması gerektiğidir. Sorunlarınızın farkında olmak, kendi potansiyelinizin de bilincine varmak için bir psikoloğun kapısını çalmaktan çekinmeyin ve tüm bu sürecin normal olduğunu unutmayın. Özellikle de böyle durumlar için yani tıbbi bir rahatsızlığı bulunmayan ve danışma amaçlı gidilen terapiler için en verimli olacak olan terapi yönteminin online terapi olduğunu da unutmayın. Çünkü online terapiler yüz yüze yapılan klinik terapilerinden hem bütçe olarak hem de zaman olarak çok daha avantajlı bir konumdadır. Bu sebeple de hayata dair fikir almak için gittiğiniz veya ekstra bir klinik tedavisi gerektirmeyen durumlarınız için zamanınızdan da bütçenizden de fazla kayıp yaşamanız hem terapistlerin hem de sizin en son isteyeceğiniz şey olacaktır. Unutmayın online terapilerin bu avantajları yeterli verimi vermediğinden değil, teknolojinin sunduğu her türlü fırsatı değerlendirmesinden kaynaklanır.
PSİKOLOJİK DESTEK ALMANIN FAYDALARI NELERDİR?
· Duygusal olarak çökmüşseniz,
· Kaygı bozukluğunuz varsa,
· Her yaptığınız şeyden korkar hale geldiyseniz,
· Tutum ve davranışlarınız hem kendinize hem de etrafınıza zarar vermeye başladıysa,
· İnsanlarla iletişim kurmakta zorlanıyorsanız,
· Yalnızlık duygusuna kapıldıysanız,
· Kalabalık bir yerde bile kendinizi yalnız hissediyorsanız,
· Gereksiz yere her şeye kırılıp darılıyorsanız,
· Algılama sorunu yaşıyorsanız,
· Konsantre olamıyorsanız,
· Aşırı dikkat dağınıklığı çekiyorsanız,
· Özgüveninizi kaybetmeye başladıysanız,
· Seçimlerinizde kararsızlık ya da korku yaşıyorsanız (örneğin evlenme, ayrılma gibi hayatınızı etkileyecek konularda net bir seçim yapamıyorsanız),
· Hayatınızı değiştirecek bir sınava hazırlanırken korku, kaygı, konsantrasyon bozukluğu çekiyorsanız,
· İş stresi, toplum baskısı gibi dayanılmaz bunalımlar ve korkularınız varsa,
· Bazı kişi, iş veya durumlara takıntılı davranışlar sergiliyorsanız ve bunların yanında sürekli korku, kaygı ve endişe duyuyorsanız,
kesinlikle bir psikoterapistten yardım istemelisiniz. Çünkü terapi sadece hastalık durumunda başvurulan bir yöntem değildir. Günlük yaşamda üstesinden gelemeyeceğiniz durumlarda size destek olur ve yaşam kalitenizi arttırmayı amaçlar.
Bu tarz durumlar hayatında sıklıkla yaşanan ve üstesinden gelinse bile sürekli olarak tekrarlayan bir yapıya sahipseniz düzenli olarak terapiye gitmeniz sizin için hayatı en kolay yaşanabilir hale getirecek olan seçenektir. Böyle bir durumun varlığı ise sizin için en uygun terapi yönteminin dilediğiniz zaman hemen terapistiniz ile görüşme sağlamanıza olanak tanıyacak olan online terapilerdir. Kendi hayatınızın hangi akışta en kolay ilerleyeceğini belirleyecek olan kişi sizsiniz ve bu yüzden kolaylıkları hayatınıza çekmekten kaçınmayın.
