UYKU BOZUKLUKLARI

İNSOMNİA 

Uykuya geçişin ve uykuda kalmanın zor hale gelmesini veya uyumanın ardından kısa süre sonra uyanmayı ifade eden bozukluğun adıdır. Uyku sorunları arasında yaygın bozukluklardan biri olan uykusuzluğun sürekli hale geldiği ve yaşam kalitesini kötü etkilediği durumlarda bir sendroma dönüştüğü gözlemlenmiştir. Bir ay ve daha uzun süre geçmeyen uyku sorunlarının profesyonel yardımlar çerçevesinde tedavi edilmesi gerekebilir.Uykusuzluğu bir yaşam rutini haline getiren ve bu hastalıkla mücadele eden kişiler için gün içinde ihtiyaç duyulan enerjinin düşüklüğü en büyük problemlerden biridir. Çünkü uykusuzluk hastalığı olan kişiler uyandıkları andan itibaren gün boyu kendilerini güçsüz, yorgun ve bitkin hissederler.

HİPERSOMNİA 

Aşırı uyku isteği olarak tanımlanan hipersomnia, ana uyku evresi 7 saat ve fazla sürmesine karşın, aynı gün içinde tekrar eden uyku evreleri oluşumu ya da birden uykuya dalma hâlidir. Hastalar gece kesintisiz olarak yeteri kadar uyusalar bile gündüz gelen uyku atakları ile uyuma ihtiyacı hissederler. Hipersomnia hastalığında hastalar ne kadar uyusalar da dinlenememekten yakınırlar. Hastaların uyandıktan sonra tam uyanık olmakta güçlük çektiği hipersomnia hastalığı, narkolepsi, idiyopatik hipersomnia ve Kleine-Levin sendromu olarak üç ayrı kategoride incelenir. Her üç kategori de hipersomnia ile birlikte seyreden ve yaygın olan uyku bozukluklarıdır.

NARKOLEPSİ 

Narkolepsi, ya da halk arasında bilinen adıyla uyku hastalığı, normal dışı zamanlarda uyku hali ve ani uyku atakları ile tanımlanan kronik bir uyku bozukluğudur. Narkolepsi mağduru olan bireyler, içinde bulundukları çevresel şartlara uzun süreli uyanık kalmakta güçlük çekerler ve günlük hayatta büyük zorluklar ile karşılaşabilirler. Narkolepsi genel olarak iki tip olarak tanımlanmaktadır. Bazı vakalarda narkolepsinin yanında yani güçlü duygular sonucunda tetiklenebilen ani bir kas tonusu kaybı olan katapleksi görülmesi mümkündür. Katapleksi ile ortaya çıkan narkolepsi türüne tip 1 narkolepsi adı verilir. Uyanıklıkta ani gelişen, yineleyen, baskılanamayan uyku atakları, katapleksi (bilinçlilik durumunun korunduğu, istemli kaslarda birden gelişen ve kısa süreli olan kısmi ya da tam tonus kaybı), uyku uyanıklık geçişi sırasında uyku paralizisi ve hipnogojik/hipnopompik varsanılardan oluşan klinik tetrad ile karakterizedir. Narkolepsinin son belirlenen belirtisi gece uykularının sık sık, kısa süreli uyanıklıklarla bölünmesidir. 

UYKU APNESİ 

Uyku sırasında solunumun en az 10 saniye ile durması, hipopne ise en az 10 saniye süreyle, solunum hacminde % 50 azalma ile birlikte, oksijen saturasyonunda en az % 4 oranında düşme ve uyarılmışlık oluşması olarak tanımlanır. Uyku apnesi, uyku esnasında solunumun durması olarak tanımlanabilir.

Uyku apnesi sendromunda, uyku sırasında birkaç saniye süren geçici boğulmalar yaşanabilir. Bu boğulma anında kandaki oksijen seviyesi düşerek, beynin uyanmasını sağlar. Beyin solunum fonksiyonlarının durduğunu haber vermek için vücudu uyandırır. Uyku apnesi sorunu yaşayan kişiler gece birkaç defa uyanabilir, uykuları sık sık bölünen kişiler ertesi günü hatırlayamazlar. Bu durum da tekrarlayan zaman dilimleri içinde kişide yorgunluk ve halsizlik hissine neden olur. Yeterli süre uyuduğunu düşünüp yorgun kalkanlar ve gün içinde halsiz gezen ve uykusu gelen kişilerde uyku apnesi sendromu araştırılmalıdır. Klinik tabloya hâkim olan belirtiler, horlama, tanıklı apne ve gündüz aşırı uykululuk halidir. Sabah yorgun ve dinlenmemiş̧ uyanma, yorgunluk ve buna bağlı olarak gelişen trafik ya da iş kazaları, baş ağrısı, kilo artışı ya da kilo verememe, unutkanlık, bellek kusurları, dikkat azlığı bozukluğu gibi bilişsel bozukluklar, kişilik değişiklikleri, agresyondur. 

UYKU TERÖRÜ 

Uyku terörü ya da gece terörü genellikle çocuklarda görülse de bazen yetişkinlerde de ortaya çıkabilen bir hastalık türüdür. Çocukların derin uykuya daldıktan sonra 1 ila 2 saat içerisinde çığlık, korku veya titreyerek uyanmasına uyku terörü denir.  Uyku terörü diğer bir adıyla gece terörü olarak da bilinen uyku bozukluğudur. Bu durum genellikle uyurgezerlik ile eşleştirilebilir. NREM uyku evre 3 ve 4’te görülen, ani uyanma ile birlikte çığlık atma ve ağlamanın olduğu, yoğun korkuile birlikte çarpıntı, terleme, midriasis, yüzde kızarma gibi otonomik belirtiler ve davranışsal değişikliklerin olduğubir bozukluktur.Kişi aynı zamanda şiddet davranışı gösterebilir. Uyku terörlerinin korkutucu bir görüntüye tepki olarak ortaya çıkan uyarılma ve sempatik sinir sistemi aktivasyonu ile ilişkili olduğu düşünülmektedir. Ortalama 15 dakika süren ataklar sırasında kişi zor uyandırılır ve atakla ilgili tam ya da kısmi amnezi vardır. Çocuklar arasında %1-6 sıklıkta görülen uyku terörünün erişkinlerde yaygınlık oranının % 1’ den az olduğu tahmin edilmektedir. Uyku terörü olan kişilerin birinci derece akrabalarında parasomnia görülme riski 10 kat artmıştır, kalıtım biçimi bilinmemektedir. Tedavi, diğer NREM parasomnialarda olduğu gibidir. 

UYKU İLE İLİŞKİLİ YEME BOZUKLUĞU 

Uyku esnasında istemsiz yeme ve içme ataklarının görüldüğü bir bozukluktur Yenilmez ya da tehlikeli olabilen maddelerin de tüketilmesi, yemek elde etmek için tehlikeli davranışlarda bulunma, uyku bölünmesi nedeniyle uykusuzluk belirtilerinin ortaya çıkması, sabah iştahsızlık gibi durumlar klinik tabloya eşlik edebilir. Yüksek kalorili yiyeceklerin tüketilmesi nedeniyle ek sağlık sorunlarına yol açar.  Yeme için uyanma, gerçek açlık ya da susuzlukla değil, öğrenilmiş bir davranışla tetikleniyor gibi görünmektedir. Atakla ilgili tam ya da kısmi amnezi vardır ve uyanıklık sırasında anormal bir yeme davranışı beklenmez. 

Paylaş: