Beden Algı ve İstifçilik Bozukluğu

BEDEN ALGI BOZUKLUĞU

Beden algı bozukluğu, kişinin fiziksel görünüşüne dair algıladığı bir ya da daha fazla kusura karşı olan takıntılı ve tekrarlayan ya da zihinsel eylemleri içermektedir. Burada kişinin algıladığı bedensel kusurlar dışarıdan bakıldığında fark edilmeyen ya da çok az anlaşılan kusurlardır. Kas algısı bozukluğu da beden algısı bozukluğu içerisinde değerlendirilir ve burada kişi beden yapısının çok küçük ya da kas yapısı olarak yetersiz olduğu inancına sahiptir. 

Beden algı bozukluğunun DSM-5’e (American Psychiatric Association, 2013) göre kriterleri şu şekildedir:

A. Fiziksel görüntüye dair, başkaları tarafından görünür olmayan ya da az görünen bir ya da daha fazla algılanan kusura yönelik takıntı.

B. Bozukluk süresince herhangi bir noktada kişinin görüntüsüne dair kaygılarına yönelik tekrarlayan davranışlar (örn., sürekli aynaya bakma, bakım yapma, deri yolma, dışarıdan tatmin arama) ya da zihinsel eylemler (örn., kendi görünüşünü başkalarıyla karşılaştırma) gerçekleştirmesi.

 C. Takıntının klinik olarak önemli seviyede rahatsızlığa ya da sosyal, mesleki veya işlevsel olarak önemli alanlarda bozulmaya sebep olması.

D. Görüntüye yönelik takıntı yeme bozukluğu kriterleri arasında bulunan vücut yağına ya da kiloya yönelik endişelerle daha iyi açıklanamaz.

Beden algı bozukluğuna sahip kişilerde fiziksel görünüşlerinde algıladıkları kusurlara takıntılı bir durum görülür. Kişiler kendilerinin çirkin, cazibesiz, anormal ve bozuk göründüklerine inanırlar ve bu endişeler ‘‘cazibesiz’’ ya da ‘’yanlış’’ görünmek ile ‘‘berbat’’ ya da ‘’canavar gibi’’ görünmeye kadar uzanır. Takıntılar bir ya da birden çok beden bölümüne odaklanabilir ve çoğunlukla cilt (örn., algılanan sivilce, yara izi, çizgi, kırışıklık, solukluk), kıl (örn., ‘‘incelen’’ saç ya da ‘‘aşırı’’ vücut ya da yüz kılı) ya da burun (örn., boyut ya da şekil) bölümleri odak noktası olabilirken vücudun diğer bölümleri de kaygının odak noktası olabilir. Kişilerin takıntıları zoraki, istek dışı ve zaman alan (günde ortalama 3-8 saat) ve kontrol etmesi güç bir haldedir.

İSTİFÇİLİK BOZUKLUĞU

DSM-5’te Obsesif Kompülsif ve İlgili Bozukluklar kategorisinde yer alan istifçilik bozukluğu, herhangi bir eşyayı elden çıkarma veya atma konusunda ciddi sıkıntılar yaşama ile tanımlanır. İstifçilik bozukluğu olan kişiler, eşyalardan kurtulmakta zorlanırlar. Aşırı biriktirme davranışı, eşyanın maddi değerinden bağımsız olarak gerçekleşir. Semptomlar, her bireyde hafiften şiddetliye doğru farklılıklarla seyreder. Bu sebeple, bozukluğun kişinin günlük yaşamındaki işlevselliğini etkileme derecesi de, bu semptomların şiddetine bağlı olarak değişir. 

Tanı Kriterleri

  1. Gerçek değeri fark etmeksizin eşyaları elden çıkarmada sürekli zorluk.
  2. Eşyayı saklamak gerektiği algısı ve atmada güçlük.
  3. Eşyaları atmama sonucunda aktif yaşam alanının biriktirilen eşyalar ile kısıtlanması. 
  4. Kişinin sosyal, mesleki veya diğer önemli yaşam alanlarında işlevselliğinin bozulması.
  5. Davranışın başka bir tıbbi durum ile açıklanamıyor olması. 
  6. Davranışın başka bir zihinsel bozukluk ile açıklanamıyor olması.

Belirtileri

  • İhtiyaç duyulmayan ögeleri yer olmadığı halde biriktirmek ve elinde tutmak.
  • Gerçek değeri ne olursa olsun eşyaları atmakta kalıcı zorluk.
  • Eşyaları atma fikrine üzülmek.
  • Eşyaları saklama ihtiyacı hissetmek.
  • Evin ve/veya odanın biriktirilen eşyaların dağınıklığı sebebiyle kullanılamayacak duruma gelmesi.
  • Eşyaların eşsiz olduğuna inanmak.
  • Her eşyanın bir gün işe yarayacağını düşünmek.
  • Eşyalarla dolu odada daha güvende hissetmek.
  • Eşyalara anlamlar ve duygular yüklemek.
  • Kararsızlık, mükemmeliyetçilik, kaçınma, erteleme, planlama ve organize etme ile ilgili sorunlara yatkınlık.
Paylaş: