Kaybetme Korkusunun Nedenleri
Kaybetme Korkusunun Nedenleri


Kaybetme korkusu, insanların yaşadığı en yaygın korkular arasında yer alır. Bu korku, çocukluktan itibaren çevremizdeki insanlarla olan bağlanma modellerimizle alakalıdır. Güvensiz bağlanma, bireyde hayat boyu sürecek bir korkuya neden olabilir. Aile bireylerinden, karşıdaki bireyi kaybetmeme adına baskıcı davranışlar gözlemlenirse aynı şekilde çocuklar da bu tutumu ve korkuyu geliştirebilir.


Sevdiklerini kaybetme korkusunun bir diğer sebebi ise çocuklukta yaşanan duygusal travmalardır. Çocukluk döneminde gözlem yaparak öğrendiğimiz için bazı çocukluk deneyimleri sağlıklı biçimde ele alınmadığında örneğin ailede ani bir ölüm veya anne, baba ayrılığı yaşanmasıyla da bu korku gelişebilir. Bir daha ani kaybetme duygusunu yaşamak istemeyen bireyler, sevdiklerini kaybetme korkusu ile sürekli tetikteymiş gibi hissedebilir ve bu da panikatak bozukluğu, anksiyete veya depresyon gibi bozukluklara sebep olabilir. Aynı zamanda ani ölüm veya ayrılık gibi travmalar yaşayan çocukların, ileri yaşlarda sevdikleri birini kaybettiklerinde veya kaybetme eşiğine geldiklerinde bu durumu diğer insanlardan daha yoğun yaşamaları muhtemeldir.


Bu korkunun gelişmesi ebeveynlerin çocuk yetiştirme tarzına da bağlıdır. Eğer anne veya babada da bu korku varsa ve çocuklarını kendilerine bağımlı şekilde yetiştiriyorlarsa, çocuk ileri yaşlarda da benzer ilişki modelleri kurma ihtiyacında olacaktır. Böylece, yetişkinlik dönemlerinde kurduğu ilişkilere bağımlı olma ihtimalleri fazla olacaktır. Bu durum aynı zamanda özgüvensizlik de yaratabilir.


Özgüvensizlik, bireylerin romantik ilişkilerinde karşıdaki bireyi kaybetme ve terkedilme korkusu yaşamalarına yol açabilir. Romantik ilişkilerde bu korkunun yaşanmasının bir diğer sebebi de ailede görülen sağlıklı ele alınmamış ayrılıklar olabilir. Sonuç olarak, çocukluk döneminde yaşanan duygusal travmalar, ileri dönemlerde bireylerde sevdiklerini kaybetme korkusu yaratabilmektedir.



İnsanlar Neden Kaybetmekten Korkar?

İnsanların kaybetmekten korkmasının birkaç sebebi vardır. Bunlardan biri özgüvensizlik ve karşıdaki kişiye bağlı yaşama isteğidir. Bu isteğin kaynağı, bireyin anne ve baba tarafından yetiştirilme biçimi olabilir. Eğer çocuklukta duygusal bir ihmal yaşandıysa veya anne, baba ve çocuk arasında güvensiz bir bağlanma varsa, ailede de sürekli olarak “kaybetme” olgusu görülüyorsa ve çocuk üzerinde baskı kuruluyorsa bireyin ileri yaşlarda bu korkuyu yaşaması muhtemeldir. Bu korku hissinin arkasında, gözlemlenen olayların ne kadar kötü hissettirdiğini bilmek ve bu durumdan olabildiğince kaçınma isteği vardır. Buna çocukluk döneminde yaşanan travmalar da eklenebilir.


Ölüm korkusu çocuklukta yaşanan ani bir kayıpla ortaya çıkabilir. "Ölüm korkusu nasıl yenilir?" başlıklı yazımıza da göz atabilirsiniz. Yaşanan duygular ve özellikle ölüm sonrası yalnız kalma düşüncesi bireyin sevdiklerini kaybetme korkusunu tetikleyebilir.


Korkunun altında yatan diğer sebepler ise bireyin yalnız kalmaktan, kendi benliğinin zedelenmesinden ve özgüvensiz hissedişinden kaynaklı olabilir. Özellikle romantik ilişkilerde yaşanan bu durum bireyin karşı tarafa fazla baskı kurmasını ve aralarında sağlıksız bir bağlanma oluşmasını sağlayabilir.


Bu durum bireyi bir kısır döngüye sokarak kaybedilmek istenmeyen romantik ilişki partnerinin kaybedilmesiyle, bir diğer romantik ilişkide daha da baskıcı ve ısrarcı olmaya itebilir. Bireyin bu durumun farkına vararak kabul etmesi ve buna göre davranması onun korkularını azaltacaktır ancak korkunun ana nedenlerini fark ederek daha sağlıklı ilişkiler kurabilmeye yardımcı olmak için ilerlemek için Tappy Online Terapi Platformu'ndan destek alabilirsiniz.



Kaybetme Korkusu Bir Hastalık Mıdır?

Hayır, başlı başına bir hastalık değildir. Doğal bir durumdur ve her insanın hissedebileceği bir duygudur. Özellikle sosyal ilişkilerde ve romantik ilişkilerde bireylerin motivasyonunu ve empatisini etkiler. Bu korku bir bakıma motivasyon görevi görmektedir çünkü insanı bir şeyler veya başka bireyler için çabalamaya iter. Fakat korku bireyin hayatının çeşitli alanlarını ve ilişkilerini olumsuz etkilemeye başladığında veya tetikleyici olarak sayılabilen travmatik olaylarla karşılaşıldığında, korku problemi başka psikolojik hastalıklara da neden olabilir.


Ölüm veya ilişkilerdeki kaybetme korkusu, kişilerde yaygın anksiyete bozukluğu, panikatak bozukluğu, depresyon ve bazı durumlarda obsesyon semptomlarını tetikleyebilir.


Özellikle ölüm korkusunun tetiklediği kaygı ve panikatak bireyin hayatının akışını ciddi derecede bozabilmektedir. Aynı şekilde sosyal ve romantik ilişkilerde yaşanan sevdiklerini kaybetme korkusu da bireyde aşırı gerginlik, kaygı ve karşı tarafa baskı hali yaratabilmektedir. Bu durumlarda bireylerin psikolog yardımı alması önerilmektedir.



Terkedilme Korkusu Nedir?

Terk edilme korkusu, kaybetme korkusuna benzer bir şekilde çocuklukta yaşanan kayıp, ayrılma gibi olaylarla veya duygusal ihmalle tetiklenebilir. Terk edilme korkusu da bir noktaya kadar normal sayılabilecek bir korkudur fakat devam ettikçe hem ilişkilere hem de bireyin kendisine zarar verebilir. Eğer her yaşanan ilişkide terk edilme korkusu ve buna bağlı olarak çeşitli problemler yaşanıyorsa ilk önce bireyin davranışlarını belirleyen faktörler göz önüne alınmalıdır.


Terk edilme korkusuna sahip bireyler her ilişkisinde, partnerine daha da artan bir korkuyla yaklaşabilirler. Bu sebeple ilk başta bireyin davranış yapılarını fark etmesi ve değiştirmesi gerekmektedir. Bireyler alanında uzman bir psikolog ve terapi yardımıyla korkularının temellerini fark ettiklerinde duygularını yönetebilmeye başlayabilirler. 



Kaybetme Korkusuyla Nasıl Baş Edilir?

Korku hafif bir düzeyde ise bu durumda bireyin ilk adım olarak korku hissinin farkına varması gerekir. Bununla birlikte korku hissinin nedenlerini sorgulamaya ve anlamaya çalışmalıdır. Birey bu durumu kabullenirse, kararlı bir şekilde başa çıkmak için yeterli motivasyonu sağlayabilecektir. Kaybetme korkusu bireyin ilişkideki davranış ve yaklaşımlarına da yansıyabilir. Eğer kişinin çevresindeki insanlar, bireyde böyle bir durum gözlemliyorlarsa bireyi destekleyip durumunu anlamaya çalışmalıdır.


Kaybetme korkusunun bireyde tetikleyebileceği anksiyete gibi semptomlarla rahatlama ve nefes teknikleriyle kısa süreli de olsa başa çıkılabilir. Fakat, bazı durumlarda birey kaybetme korkusu ve anksiyete ataklarının üstesinden tek başına gelemeyebilir. Sevdiklerini kaybetme korkusuyla baş ederken psikolog desteği almak bu durumu daha sağlıklı atlatabilmek adına faydalı olacaktır. Aynı şekilde anksiyete belirtileri için de sadece rahatlama teknikleri yeterli değildir, sebebinin kaybetme korkusu olduğu bilinse de bir Psikolog yardımı almak sizin için yararlı olacaktır.


Paylaşmak Güzeldir :)Kaybetme Korkusunun Nedenleri


Kaybetme korkusu, insanların yaşadığı en yaygın korkular arasında yer alır. Bu korku, çocukluktan itibaren çevremizdeki insanlarla olan bağlanma modellerimizle alakalıdır. Güvensiz bağlanma, bireyde hayat boyu sürecek bir korkuya neden olabilir. Aile bireylerinden, karşıdaki bireyi kaybetmeme adına baskıcı davranışlar gözlemlenirse aynı şekilde çocuklar da bu tutumu ve korkuyu geliştirebilir.


Sevdiklerini kaybetme korkusunun bir diğer sebebi ise çocuklukta yaşanan duygusal travmalardır. Çocukluk döneminde gözlem yaparak öğrendiğimiz için bazı çocukluk deneyimleri sağlıklı biçimde ele alınmadığında örneğin ailede ani bir ölüm veya anne, baba ayrılığı yaşanmasıyla da bu korku gelişebilir. Bir daha ani kaybetme duygusunu yaşamak istemeyen bireyler, sevdiklerini kaybetme korkusu ile sürekli tetikteymiş gibi hissedebilir ve bu da panikatak bozukluğu, anksiyete veya depresyon gibi bozukluklara sebep olabilir. Aynı zamanda ani ölüm veya ayrılık gibi travmalar yaşayan çocukların, ileri yaşlarda sevdikleri birini kaybettiklerinde veya kaybetme eşiğine geldiklerinde bu durumu diğer insanlardan daha yoğun yaşamaları muhtemeldir.


Bu korkunun gelişmesi ebeveynlerin çocuk yetiştirme tarzına da bağlıdır. Eğer anne veya babada da bu korku varsa ve çocuklarını kendilerine bağımlı şekilde yetiştiriyorlarsa, çocuk ileri yaşlarda da benzer ilişki modelleri kurma ihtiyacında olacaktır. Böylece, yetişkinlik dönemlerinde kurduğu ilişkilere bağımlı olma ihtimalleri fazla olacaktır. Bu durum aynı zamanda özgüvensizlik de yaratabilir.


Özgüvensizlik, bireylerin romantik ilişkilerinde karşıdaki bireyi kaybetme ve terkedilme korkusu yaşamalarına yol açabilir. Romantik ilişkilerde bu korkunun yaşanmasının bir diğer sebebi de ailede görülen sağlıklı ele alınmamış ayrılıklar olabilir. Sonuç olarak, çocukluk döneminde yaşanan duygusal travmalar, ileri dönemlerde bireylerde sevdiklerini kaybetme korkusu yaratabilmektedir.



İnsanlar Neden Kaybetmekten Korkar?

İnsanların kaybetmekten korkmasının birkaç sebebi vardır. Bunlardan biri özgüvensizlik ve karşıdaki kişiye bağlı yaşama isteğidir. Bu isteğin kaynağı, bireyin anne ve baba tarafından yetiştirilme biçimi olabilir. Eğer çocuklukta duygusal bir ihmal yaşandıysa veya anne, baba ve çocuk arasında güvensiz bir bağlanma varsa, ailede de sürekli olarak “kaybetme” olgusu görülüyorsa ve çocuk üzerinde baskı kuruluyorsa bireyin ileri yaşlarda bu korkuyu yaşaması muhtemeldir. Bu korku hissinin arkasında, gözlemlenen olayların ne kadar kötü hissettirdiğini bilmek ve bu durumdan olabildiğince kaçınma isteği vardır. Buna çocukluk döneminde yaşanan travmalar da eklenebilir.


Ölüm korkusu çocuklukta yaşanan ani bir kayıpla ortaya çıkabilir. "Ölüm korkusu nasıl yenilir?" başlıklı yazımıza da göz atabilirsiniz. Yaşanan duygular ve özellikle ölüm sonrası yalnız kalma düşüncesi bireyin sevdiklerini kaybetme korkusunu tetikleyebilir.


Korkunun altında yatan diğer sebepler ise bireyin yalnız kalmaktan, kendi benliğinin zedelenmesinden ve özgüvensiz hissedişinden kaynaklı olabilir. Özellikle romantik ilişkilerde yaşanan bu durum bireyin karşı tarafa fazla baskı kurmasını ve aralarında sağlıksız bir bağlanma oluşmasını sağlayabilir.


Bu durum bireyi bir kısır döngüye sokarak kaybedilmek istenmeyen romantik ilişki partnerinin kaybedilmesiyle, bir diğer romantik ilişkide daha da baskıcı ve ısrarcı olmaya itebilir. Bireyin bu durumun farkına vararak kabul etmesi ve buna göre davranması onun korkularını azaltacaktır ancak korkunun ana nedenlerini fark ederek daha sağlıklı ilişkiler kurabilmeye yardımcı olmak için ilerlemek için Tappy Online Terapi Platformu'ndan destek alabilirsiniz.



Kaybetme Korkusu Bir Hastalık Mıdır?

Hayır, başlı başına bir hastalık değildir. Doğal bir durumdur ve her insanın hissedebileceği bir duygudur. Özellikle sosyal ilişkilerde ve romantik ilişkilerde bireylerin motivasyonunu ve empatisini etkiler. Bu korku bir bakıma motivasyon görevi görmektedir çünkü insanı bir şeyler veya başka bireyler için çabalamaya iter. Fakat korku bireyin hayatının çeşitli alanlarını ve ilişkilerini olumsuz etkilemeye başladığında veya tetikleyici olarak sayılabilen travmatik olaylarla karşılaşıldığında, korku problemi başka psikolojik hastalıklara da neden olabilir.


Ölüm veya ilişkilerdeki kaybetme korkusu, kişilerde yaygın anksiyete bozukluğu, panikatak bozukluğu, depresyon ve bazı durumlarda obsesyon semptomlarını tetikleyebilir.


Özellikle ölüm korkusunun tetiklediği kaygı ve panikatak bireyin hayatının akışını ciddi derecede bozabilmektedir. Aynı şekilde sosyal ve romantik ilişkilerde yaşanan sevdiklerini kaybetme korkusu da bireyde aşırı gerginlik, kaygı ve karşı tarafa baskı hali yaratabilmektedir. Bu durumlarda bireylerin psikolog yardımı alması önerilmektedir.



Terkedilme Korkusu Nedir?

Terk edilme korkusu, kaybetme korkusuna benzer bir şekilde çocuklukta yaşanan kayıp, ayrılma gibi olaylarla veya duygusal ihmalle tetiklenebilir. Terk edilme korkusu da bir noktaya kadar normal sayılabilecek bir korkudur fakat devam ettikçe hem ilişkilere hem de bireyin kendisine zarar verebilir. Eğer her yaşanan ilişkide terk edilme korkusu ve buna bağlı olarak çeşitli problemler yaşanıyorsa ilk önce bireyin davranışlarını belirleyen faktörler göz önüne alınmalıdır.


Terk edilme korkusuna sahip bireyler her ilişkisinde, partnerine daha da artan bir korkuyla yaklaşabilirler. Bu sebeple ilk başta bireyin davranış yapılarını fark etmesi ve değiştirmesi gerekmektedir. Bireyler alanında uzman bir psikolog ve terapi yardımıyla korkularının temellerini fark ettiklerinde duygularını yönetebilmeye başlayabilirler. 



Kaybetme Korkusuyla Nasıl Baş Edilir?

Korku hafif bir düzeyde ise bu durumda bireyin ilk adım olarak korku hissinin farkına varması gerekir. Bununla birlikte korku hissinin nedenlerini sorgulamaya ve anlamaya çalışmalıdır. Birey bu durumu kabullenirse, kararlı bir şekilde başa çıkmak için yeterli motivasyonu sağlayabilecektir. Kaybetme korkusu bireyin ilişkideki davranış ve yaklaşımlarına da yansıyabilir. Eğer kişinin çevresindeki insanlar, bireyde böyle bir durum gözlemliyorlarsa bireyi destekleyip durumunu anlamaya çalışmalıdır.


Kaybetme korkusunun bireyde tetikleyebileceği anksiyete gibi semptomlarla rahatlama ve nefes teknikleriyle kısa süreli de olsa başa çıkılabilir. Fakat, bazı durumlarda birey kaybetme korkusu ve anksiyete ataklarının üstesinden tek başına gelemeyebilir. Sevdiklerini kaybetme korkusuyla baş ederken psikolog desteği almak bu durumu daha sağlıklı atlatabilmek adına faydalı olacaktır. Aynı şekilde anksiyete belirtileri için de sadece rahatlama teknikleri yeterli değildir, sebebinin kaybetme korkusu olduğu bilinse de bir Psikolog yardımı almak sizin için yararlı olacaktır.


Paylaşmak Güzeldir :)

Paylaş: