Ebeveynler İçin Savaş ve Çocuk Psikolojisi Üzerine 15 İpucu

Ebeveynler İçin Savaş ve Çocuk Psikolojisi Üzerine 15 İpucu



“Çalıyorum kapınızı; teyze, amca, bir imza ver! Çocuklar öldürülmesin şeker de yiyebilsinler.”


Savaş kavramının maddi zararın yanında getirdiği psikolojik yıkımını ünlü şairimiz Nazım Hikmet, Kız Çocuğu adlı şiirinde bu dizeleriyle anlatır. Ukrayna ile Rusya arasındaki siyasi anlaşmazlıklar sonucu başlayan ve dünyanın ilgi odağı olan savaş, psikolojik açıdan yetişkinler kadar çocukların da dikkatini çekiyor.




Tarihteki en büyük kitlesel yıkımlara yol açan savaşlar, Ukrayna-Rusya Savaşı ile birlikte ebeveynlerin gündemine yeniden girdi. Özellikle televizyon ve sosyal medya gibi erişilmesi oldukça kolay olan mecralarda bu konuyla ilgili haberlere maruz kalan her yaştan çocuk, olaydan farklı biçimlerde etkileniyor. Pek çoğu savaş haberlerini bir şekilde duyuyor, savaş görüntülerine ulaşıyor ve neler olduğunu anlamaya çalışıyor. Tam da bu noktada, ebeveynlerin çocuklarına yaklaşımı her zamankinden daha önemli hâle geliyor. Bilinçli anne ve babalar, çocukların duyduklarını doğru anlamalarına yardımcı olmayı ve onların endişelerini olabildiğince azaltmayı istiyorlar.




Kayda değer sayıda ebeveyn ise çocuklarının daha fazla kaygılanmalarını istemedikleri için bu konuda konuşmaktan kaçınıyor. Fakat söz konusu savaş bile olsa, çocuğunuz için yaratacağınız sağlıklı bir iletişim ortamı kaygı düzeylerini azaltmakta etkili olabilir.




Peki, çocuklara savaş nasıl anlatılır? Daha da önemlisi, ebeveyn olarak bu süreçte çocuklarınıza nasıl destek olabilirsiniz? Bunu başarmak için aşağıdaki adımları izleyebilirsiniz:






Savaşın çocukları daha az etkilemesi için neler yapılabilir?

Ne bildiklerini sorun: Çocuğunuzun savaşa dair neleri bildiği ve nasıl hissettiği hakkında kendisini ifade etmesine fırsat verin. İletişimi karşılıklı bir biçimde gerçekleştirin ve onlara konuyla ilgili soru sorma rahatlığını sağlayın.




Yaşına uygun açıklamalar yapın: Unutmayın ki bu iletişimde asıl amacınız, çocuklarınızın doğru bilgiye sahip olmaları ve sizi güvenilir bir bilgi kaynağı olarak görmeleridir. Çocuğunuzun sorduğundan fazla bilgi vermekten kaçının. Onu bilgilendirirken yaşının getirdiği zihinsel olgunluk düzeyini mutlaka dikkate alın.




Savaş küçük yaştaki çocukların bilinçaltını daha fazla yıpratabilir. Yaşı gereği, yaşanan yıkımı bireysel olarak anlayamayan bu çocukların güven arayışı daha karmaşık olabilir. Onlara savaşın ailenizden uzakta yaşandığını, çevrenizdekilerle ilgisi olmadığını anlatın. Bunun için gerekirse bir dünya haritası kullanarak aradaki mesafeyi fiziksel olarak gösterin. Çünkü bu yaştaki çocuklarda soyut düşünme yeteneği henüz tam gelişmemiştir ve somut bir anlatıma gerek duyulur.




Ekran erişimini sınırlandırın: Ne kadar duyarlı olursanız olun, çocuğunuzun televizyon ve özellikle de sosyal medyadaki görüntülere erişimini tam olarak kontrol edemeyebilirsiniz. Yine de buralarda sunulan korkutucu savaş görüntülerinden çocuğunuzu olabildiğince korumaya çalışın. Yayın politikasında hassas davranmayan kanalları siz de bu süreçte izlememeye özen gösterin ve mümkünse çocuğunuzun internet erişiminde ebeveyn filtresi kullanmayı tercih edin. Onun yanındayken yetişkinler ile başlattığınız savaş konulu diyaloglarda kullandığınız söylemlere dikkat edin.




Duygularını ifade etmesine alan açın ve ona zaman tanıyın: Kaç yaşında olursa olsun, her çocuk bir birey olarak ele alınmalıdır. Bu nedenle, karakterinin ana parçalarından biri olan duygusal kimliğini hesaba katın.Çocuğunuzun söylediklerini ciddiye aldığınızı, duygularını ve düşüncelerini önemsediğinizi gösterin. Çocuklar kaygı, öfke veya üzüntü hissettiğinde fiziksel veya duygusal belirtiler gösterebilirler. Bunları fark ettiğinizde onun yanında olduğunuzu hissettirin.




Kaygıları azaltmaya kendinizden başlayın: Endişeli bir ebeveynin çocuklarıyla sağlıklı bir iletişim kurması tahmin ettiğinizden de zor olabilir. Bu psikolojik eşiği aşmak ve çocuğunuzun savaş kaygılarını gidermek için önce kendinizi iyi hissetmeniz gerekir. Dolayısıyla kendinizi de değerlendirmeyi ihmal etmeyin. Üzerinizde ağır bir psikolojik yük hissediyorsanız, çocuklarınızla konuşmak için doğru bir zaman değildir. Onunla savaş hakkında iletişim kurmadan ve sorularını yanıtlamadan önce sakinleşmek için kendinize biraz zaman ayırın. Kendi kaygılarınızı yatıştırdığınızda çocuğunuzla iletişiminiz daha sağlıklı ve güven verici olur.




Güven verin ve bilgilendirin: Konuyla ilgili bilmesi gereken bir gelişme olması hâlinde onu haberdar edeceğinizi belirtin. Sorusu konunun bilmediğiniz bir yanına ilişkin ise bilmediğinizi de dürüstçe söylemelisiniz. Gereken bilgiyi öğrendiğinizde onunla da paylaşacağınızı söyleyin ya da birlikte konuyu araştırmayı teklif edin. 




Tepkisizlik olağandır, daha derine odaklanın: Nötr kalmak her zaman endişe verici değildir. Çocuklar olan bitenler karşısında tepkisiz kalabilir. Bu, onların mutlaka psikolojik bir sorun yaşadıklarına işaret değildir. Nitekim pek çok çocuk, savaş olgusu karşısında sorular sorsa da bunlar her zaman duygusal bir eğilim sonucu oluşmaz. Çünkü pek çoğu tamamen meraktan sorar. Bu aşamada yapabileceğiniz en iyi hamle, çocuğunuza sakin bir şekilde konuşup anlaşılır cevaplar vermektir.




Asla zorlamayın: Çocuğunuzu bu konuda konuşmaya zorlamayın. Öte yandan bu doğrultuda bir işaret aldıysanız, savaş gündemi ile ilgili duyduklarının özüne odaklı soruları sakince sormaya çalışın. Çocuklar bu işaretleri çok farklı sorularla ifade edebilirler. Öyle ki Atria Enstitüsü'nde görevli çocuk hekimi Dr. Hina Talib, Rusya-Ukrayna Savaşı nedeni ile Üçüncü Dünya Savaşı başlayabileceğini sorgulayan çocuklar olduğunu belirtiyor. Siz de buna benzer sorularla karşılaştıysanız, “Tam olarak neyi öğrenmek istiyorsun?” veya “Seni korkutan nedir?” gibi soruları çocuğunuza sormanız yararlı olabilir.




Fiziksel işaretleri gözden kaçırmayın: Endişesini sözel olarak belirtmeyen kimi çocuklarda ise belirtiler fiziksel boyutta gözlenebilir. Savaş tehlikesi kaynaklı risk altında olma hissi ve bunun doğurduğu psikolojik yük; uyku bozukluğu, uyumakta zorlanma, karın ağrısı, mide bulantısı, iştah kapanması, aşırı iştah vb. bulgularla seyredebilir. Böyle zamanlarda konuşmak için doğru zaman olmasa bile duygusal yönden çocuğunuzun yanında olduğunuzu hissettirmeniz oldukça önemlidir.




Çocuğunuza rehberlik edin ve onu doğru yönlendirin: Savaş veya silahlı çatışmalar ile ilgili haberleri kendi filtrenizden geçirdikten sonra çocuğunuzu korkutmayacak kısımları onunla paylaşabilirsiniz. Ekran bağımlısı olan veya bu noktaya yaklaşmış bir çocuğunuz varsa, medya okuryazarlığı ile ilgili yönlendirmelerde bulunun. Onu doğru, güvenilir ve manipülasyondan uzak olduğunu düşündüğünüz haber kanallarına yönlendirin. Hangi haber kaynaklarından yararlandıklarını öğrenmeye çalışın ve maksatlı yayın yapan kaynaklardan çocuğunuzu uzaklaştırın.




Nasihat vermek yerine anlamaya çalışın: Olaylara çocuğunuzun zihin dünyası üzerinden bakmaya çalışırsanız işler biraz daha kolaylaşabilir. Savaş gibi yıkıcı ve korkunç bir durum bütün insanlığı etkilese de çocukların zihin dünyası sizinkinden farklıdır. Savaş korkusu kaynaklı korkuların köküne inmeyi deneyin. Çocuğunuz olanlara farklı bir pencereden bakıyorsa onu anlamaya çalışın, nasihat vermek yerine çocuğunuzu kendi duygu ve düşüncelerini paylaşmaya teşvik edin.




Şeffaf olun ve belirsizlik yaratmayın: Şeffaflık, çocuğunuzun bu zor dönemi atlatması için vazgeçilmez bir değerdir. Savaş hakkında konuşurken onlara şeffaflık temeline oturan bir rehberlik sunun. Sezgilerini asla yabana atmayın. Çünkü çoğu çocuk, her sözcüğü ve vurguyu kendi zihin dünyasında değerlendirip belli bir algıya ulaşır. İmalı ifadeler, üstü fazla kapalı anlatımlar ve karmaşık söylemler belirsizlik yaratır. Bu da çocuğunuzun savaş gibi hassas bir konuda ihtiyacı olan en son şeydir. Kaldı ki bu durum, onun zihin dünyasında farklı imgeler oluşturarak tehlike hissini artırmasına bile yol açabilir.




Gerekiyorsa yüzleşin: Kendinize olduğu gibi çocuğunuza karşı da dürüst olmanız gerekir. Ukrayna-Rusya Savaşı kaynaklı uygunsuz birçok görüntü, kendilerini yalnız ve psikolojik olarak çaresiz ve endişeli hissetmelerine neden olabilir. Görmezden gelmek yerine, çocuğunuzun yaşını dikkate alarak savaşla ilgili somut gerçekler hakkında konuşabilirsiniz. Yeter ki ona kaygılarını anladığınızı ve konuşmak için her zaman yanında olduğunuzu belli edin.




Birlikte harekete geçin: Eylemi ön plana çıkarmanız, çocuğunuzun savaş psikolojisi ile ilintili ruh hâlini yönetmede oldukça etkili olabilir. Kontrolünde olmayan bu durumda, mağdur insanlar için birçok kişinin seferber olduğunu, dilerse yardım kuruluşlarına onunla birlikte katkı yaparak elinizden geleni yapabileceğinizi söylemeniz ve bu felaketi yaşayanların her şeye rağmen yalnız olmadıklarını anlatmanız iyi bir yol olabilir.




Empatiyi övün ama iyi niyetle yapılandırın: Çocuğunuzun empati düzeyi çok mu yüksek? Öyleyse, iletişiminizi savaştan zarar gören insanların yapayalnız olmadıkları üzerine kurun. Savaştan kaçan insanların gittikleri yerde güvende olmalarını, askerlerinin ülkelerini kurtarmalarını ve çok uzun sürmeden yurtlarına döneceklerini iyi niyetle ve çocuğunuzla birlikte dileyin.






Savaş ortamında büyüyen çocuklar için uzmanlar neler söylüyor?

Çocuk danışmanı Lee Chambers, bu konuda yaş aralıklarının etkisinin altını çiziyor. Özellikle akıllı telefona sahip olan yaşça daha büyük çocukların edindiği izlenimlerin anneler ve babalar tarafından dikkatle dinlenmesi üzerinde duruyor. Ebeveynlerin onları anlamaya hazır olduklarını göstermesinin önemine değiniyor. Duygularını ifade etmesi için alan açılan ve iletişime teşvik edilen çocukların, savaş hakkında daha rahat konuşabileceğini söylüyor.




Uzmanlar belki de tam da bu yüzden çocukların endişelerini dikkate almanızı ama nasihat veren role bürünmemenizi tavsiye ediyor. “Sâkin ol, doğru ve mantıklı düşünmüyorsun. Bak, hepimiz iyiyiz!” gibi buyurgan cümleler yerine; “Yaşananlar ne kadar kötü olsa da şu an benim yanımdasın ve güvendesin. Bunu hissedebiliyor musun?” gibi yönlendirici telkinler kullanmanızı öneriyorlar.




Çocuk ve savaş sözcüklerinin asla yan yana gelmemesini, savaş çocuğu olmanın artık söz konusu olmamasını diliyoruz. Buna karşın, Rusya-Ukrayna Savaşı ilk değil ve her ne kadar söylemesi zor olsa da dünyadaki son savaş da olmayacak. Bu nedenle, sürecin uzayabileceğini de göz önünde bulundurarak çocuklarınızla onların yaşlarına uygun bir şekilde iletişim kurmanız son derece önemli olacaktır. Siz ve aile üyeleriniz için daha huzurlu bir yaşam adına profesyonel destek gerektiğinde Tappy ile her zaman yanınızda olacağız.




Kaynakça:




https://www.today.com/parents/how-talk-children-about-war-age-age-guide-t171381




https://www.goodto.com/family/how-to-talk-to-your-child-about-war-by-a-child-psychologist-652803




https://sg.style.yahoo.com/talking-to-kids-about-ukraine-russia-110512902.html?guccounter=1




Paylaşmak Güzeldir :)

Paylaş: